Hac Günlüğü / Bilal Tırnakçı

İlk insan Hz. Adem (as)’ a kadar uzanan tarihi ile son halinin temellerinin Hz. İbrahim(as) ve oğlu Hz. İsmail (as) tarafından atıldığı Kâbe, bütün Müslümanların gücü yettiği nispette ömürlerinde en az bir kez ziyaret etmesi gereken kutsal mekândır. Beytullah yani Allah’ın Evi olarak bilinen Kâbe’ye yapılan bu ziyaretin İslam literatüründeki karşılığı, İslam olmanın beş şartından biri olan ‘Hac’ terimidir. Hakikate ulaşmada bize rehberlik eden, öncelikli kaynağımız Kur’an-ı Kerim’de, Hac süresi, 27. ayette belirtildiği üzere: ‘İnsanlar arasında haccı ilan et ki, gerek yaya olarak gerek uzak yollardan gelen yorgun develer üzerinde sana gelsinler.’ buyrulmaktadır. İkinci önemli kaynağımız olan hadis-i şerifte Hz. Peygamber’in şöyle buyurduğu nakledilmektedir: ‘Kul, Allah için hacceder de(Allah’ın rızasına uymayan) kötü söz ve davranışlardan ve Allah’a karşı gelmekten sakınırsa (kul hakkı hariç) annesinin onu doğurduğu günkü gibi (günahlarından arınmış olarak hacdan ) döner.’ (Buhari, hac, 4,II.1141) Kur’an-ı Kerim ve hadis-i şerifte haccın hem yapılması gereken bir vecibe hem de bir ibadet olduğu dile getirilmiştir. Salih bir şekilde yapılan bu ibadetin, kurtuluşu müjdelediği hadisle desteklenmiştir. Her kul, bu görevi manevi sorumlulukla yerine getirerek ruhi anlamda doyuma ulaşmaya çalışmaktadır.

Hac ve umre yolculuğuna ilk defa çıkacak kimselerin göğsünde sıksan ölecek, bıraksan uçacak gibi küçük bir kuş çırpınır. Kişinin, kutsal mekânı ziyarete çıkacağının haberini aldığı andan itibaren göğsünde çırpınmakta olan kuş, sahibinin onu sakinleştirmek için verdiği tüm çabaya rağmen çırpınışını sürdürür. Merak ve heyecan hat safhaya ulaşır. Bu merakı gidermek heyecanı biraz olsun zapt edebilmek için gidip gelenlere ‘Oralar nasıldır, nerede nasıl ibadet edilir?’ gibi sorular sorar.  Sorularına istediği zaman cevap bulamama riski sebebiyle, kitaplara başvurur. Kitaplar, sorduğunuz her soruya ‘şimdi vakti mi, senin bu sorularından usandım’ diye cevap vermez ve kaşlarını da çatmaz. Dolayısıyla günün yirmi dört saati, en iyi bilgi kaynağı kitaptır.

Muhammed KURTCEPHE tarafından kaleme alınan “ HAC GÜNLÜĞÜ” kitabı bu anlamda bir ihtiyacı giderecek özelliğe sahiptir. Günlükler ile başlayan kitap, teknik bilgiler ve gezi rehberi olma özelliği ile devam ediyor. İslam Şehir Devleti’nin kurulduğu Medine kitabın birinci bölümünde yer almaktadır. Yazar, birinci bölüme Medine ziyaretinin günlükleri ile başlıyor. Günlükler aynı zamanda ziyaretin planını da ortaya koyuyor. Metinlerdeki duygu ağırlıklı cümleler okuyucuyu başka âlemlere taşıyor. Kendi dünyasında kopan fırtınalara yer veren yazar, haritalar ve fotoğraflarla süslediği eserini bir albüm havasında devam ettiriyor.  Medine’ye dair  gezilecek görülecek birçok yer olduğu şüphe götürmeyen bir gerçektir. Özellikle Rasulullah’ın mübarek naşının Medine’de bulunması oraya başka bir anlam katmaktadır. Mekânların fotoğrafları yanında o mekâna dair kısa tarihi bilgiler verilmiş olması, gezilecek yerlerin anlamını bir kat daha artırmıştır. Elinizde kitapla gezmek ve gezilen mekânın geçmişini de bilmek geziyi daha bir anlamlı kılacaktır.

Kitapta tarihten ilgi çekecek olaylardan nakiller yapılmaktadır. İçinden seçtiğimiz bu misal eserin takdire şayan özelliklerden biridir: "Evlatlarım! Bir söz verdik. `Kutsal şehri isyancılara vermeyeceğiz` diyerek. Elimizden ne geliyorsa yapmalıyız. Ta ki son mermi, son er ve son damla kanımıza dek... Bu azim, bu kararlılık bize dayanma gücü verecektir. Bunu hiç unutmayın! Ümitsiz olmayınız. Bakın, bayrağımıza İyi bakın. Herhangi bir bayrak değildir o. Şu an devletimizin düşen birçok kalesi var. Ele geçirilen birçok şehri var. Ama burası son kaledir. Devletimizin son direnme noktasıdır. Belki bizim bu gayretimiz diğerlerine de örnek olursa, her yerde ittifak etmiş düşmanlara, yedi düvele karşı koyarız!" Bu veciz konuşmayı yapan Fahrettin Paşa askerlerine moral vermesi için bir de şiir yarışması açar ve o yarışmada erkân-ı harbiye memuru İdris Bey’in şiiri birinci gelir. Şiirden bir bölüm alıntılamakta fayda görerek:

“Suları tükendi gülabdanların,
 Dinmedi gözümüz yaşı merhamet
 Külleri soğudu buhurdanların,
 Aşkınla bağrını yakmada millet
. 
Bir ümmi isen de ya Rasulallah
Ancak sen okursun yüreğimizi”
  

 İslam’ın temellerinin atıldığı ilk yer olan Mekke ise kitabın ikinci bölümünü oluşturmaktadır. Kitap aynı format ve düzen içerisinde devam ediyor. Önce günlükler yerini alıyor ardından inceliklerle süslenmiş fotoğraflar,  son olarak harita ve çizimlerle bölüm bitiriliyor. Özellikle mevcut durumda kabristanlarda herhangi bir iz ve işarete rastlamak mümkün değil. Gerek Medine gerekse Mekke’deki kabristanlara dair haritalar bu açıdan ciddi bir ihtiyacı karşılayacak durumdadır. Mekke dışındaki ziyaret mekânlarının harita çizim ve krokilerinin yer aldığı ikinci bölüm de yine birinci bölüm gibi doyurucu ve belgesel tadında hazırlanmıştır.

Kurtcephe, eserinin özellikle edebi açıdan iddialı olmadığını hac ve umre ziyaretleri sırasında hissettiklerini yazdığını kitabın girişinde belirtiyor. Kitaba bu açıdan bakacaklara bir uyarı niteliğinde bu girişin yapılmış olduğu söylenebilir. Yine yazar bu çalışmasına yukarda bizim de değindiğimiz gibi geniş kapsamlı bir rehber eksikliği sebebiyle karar verdiğini ve faydalı olmayı umduğunu da yine kitabın girişinde okuyucular ile paylaşıyor. Dünden bugüne Mekke ve Medine’nin yaşadığı fiziki dönüşüm, kaybolmuş izlere dair bilgi ve belgeler ile günümüzden fotoğraflar bulunuyor.
Asitan yayınları tarafından yayınlanan kitap 366 sahife. Azim dağıtım tarafından dağıtımı yapılıyor.

Bilal TIRNAKÇI, Temmuz 2010


Kitap almak için:
www.azimdagitim.com
www.idefix.com
www.kitapyurdu.com