Allah Resulü Bizi Duyuyor

Mescidi Nebevi’de bulunduğumuz sürece gönlümüz sürekli Peygamberimizin huzuruna çıkmayı arzu ediyor. Çok kalabalık olduğu için ölçülü bir şekilde selama giriyoruz. O’nun huzurunda kemali edeple duruyor, salât ve selam ediyoruz.

Mahşeri kalabalık burada da var, Müslümanlar Bab-ı Selam’dan akın akın Allah Resulün huzuruna doğru yürüyorlar. Selam kapısı açık olduğu sürece kalabalık hiç azalmıyor, özellikle namaz vakitleri öncesi ve sonrası daha bir kalabalık oluyor.

Bab-ı Selamdan içeri girdiğimde ki huzur, heyecan, ayaklarındaki bir acelecilik, bir an önce Allah Resulünün huzuruna varma iştiyakı müminlerin yüzüne yansıyor. O kapıdan girdikten sonra Hücre-i Saadet’e odaklanıyor, salatü Selam ile o uzun yolu yürüyorsunuz.

Allah Resulünün kabri şerifine yaklaştıkça heyecanımız artıyor, gönlümüzde bir mahcubiyet ve gözlerimizi yaşartıyor. Mahcubiyetimiz ayaklarımıza geri adım attırmak istese de gönlümüz bir an önce Allah Resulünün huzuruna varmak için ayaklarımızı hızlandırıyor.

Ve huzurdayız, Efendimizin hayatındaki gibi huzurundayız…

İslam kaynaklarından öğrendiğimiz kadarı ile kabrinde bulunan insan hayattaki insanların konuşmalarını duyar. Bu sebeple o mekânda boş şeyler konuşmuyoruz. Gönlümüzü ve bedenimizi her an O’nunla birlikteymiş gibi tutmaya çalışıyoruz. Ve yine biliyoruz ki Peygamber Efendimiz verilen her selamı alır ve karşılık verir. Ben duyamıyorum ama biliyorum ki bu selamı duyan Allah’ın veli kulları var.

İmanı tam, ibadeti eksik bir kul olarak O’nun güzel sesini duyamayacağımı biliyorum. Ama selamdan geçerken kendinden geçen insanlara yakın durmaya çalışıyorum. Zira bu büyük nimet karşısında heyecanın fiziksel değişimini kardeşlerimde görüyorum. Adeta ben de buradayım dercesine gözü yaşlı insanların yanına sokuluyorum. Ve tüm vücudum bu manevi ortamı hissediyor.

Gözlerinizin yaşını tutamıyorsunuz. Etrafınızdaki her insan sevgilinin huzurunda ağlıyor. Belki onlar, Allah Resulüne kavuştukları için sevinç gözyaşı döküyor, ama ben O’na hakkı ile ümmet olamadığım, O’nun sünnetine sahip çıkamadığım için ağlıyorum. Yüzüm yerde, kaldırmak ne mümkün, mahcubum!

Affet ya Resulullah!

Hücre-i Saadetin görevlileri beklememize müsaade etmedikleri için Allah Resulünün huzurunda duruşumuz kısa sürüyor. Arkadan gelen Müslümanların çokluğu da zaten burada uzun süre kalmamız için uygun değil. Kısa bir süre Allah Resulünün huzurunda durduktan sonra gönlümüzü burada bırakarak ayrılıyoruz.



Muhammed KURTCEPHE - 21 Aralık 2006 – Medine – Mescidi Nebevi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder