Manevi Vize Eyüb Sultan’dan

Bir makama çıkmak için çıkılacak makamın protokol kurallarını öğrenmek gerekir. Öğrenmek de yetmez, randevu almak gerekir. İnanıyorum ki Rabbim çağırdı, böylece randevumuzu aldık. Evine ve Resulüne yakında kavuşacağım.

Eyyüb el Ensari hazretlerini ziyaret etmek istedim. O’nun manevi müsaadesini almak, O yüce makama ziyaretin adabını sormak istedim. Biliyorum O beni duyuyor, ben O’nu duymasam da.

Ve O’nun manevi huzurundayım. Ey kendini saadet diyarından binlerce kilometre uzaklıktaki bu beldeye İslam’ın ışığını taşımaya gelen yüce insan, selam sana, Allah senden razı olsun, makamını âli eylesin.

Sen nasıl giderdin sevgilinin huzuruna? Sadaka mı verirdin huzura varmadan? Bedenimi hazırladım, ruhumu nasıl hazırlayacağım? Bana yol göster ey güzel insan. Senin güzel arkadaşların hadis kitaplarında o güzel günlerinizi anlatıyor. Sen, Allah Resulü Muhammed Mustafa aleyhisselam Medine’ye gelince evinde misafir etmişsin. Kim bilir nasıl sevinmişsindir Allah Resulü evine gelince! Misafirlerin en güzelini ağırlamak çok güzel olsa gerek. Ya sonra, ayrılırken üzüldün mü? Üzülmez mi insan! Ama çok uzağa gitmedi. Sende O’nu görmeden uyuyamayanlardan mıydın? Tüm arkadaşların gibi Sen de aşkın zirvesindesindir sanırım. Bu aşk değil mi seni İstanbul’u fethe getiren!

Ey yüce sultan müsaadenle Peygamberimiz Muhammed Mustafa aleyhisselamımı ve Rabbimin Beyti Kâbe’yi ziyarete gidiyorum? Müsaadenle…


17 Aralık 2006 / Eyüp-İstanbul

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder