Edep Örneği Şair

Tarih sayfalarında Peygamber Efendimize karşı edebin güzel bir örneğini buluyorum. Bu örnek peygamber aşığı bir ecdadımız, şair Nabi.

Osmanlı Medine’ye bir sürre alayı gönderir. Alayın başında bir paşa vardır. O günün şartlarında yolculuk çetin. İnsanın yorulmaması mümkün değil. Paşa da yorulmuştur ve Medine yakınlarında konakladıklarında uzanarak yatmıştır. Fakat ayaklarının geldiği yön Medine yönü, yani Efendimiz Kabri Şerifi tarafıdır.

Bu durumu gören şairimiz Nabi üzülür. Bu hareketin yanlış olduğunu düşünür ve gönlünden diline şu mısralar gelir:

 

Sakın terk-i edepten kuyi mahbub-i Huda’dır bu;

Nazargahı ilahidir, makam-ı Mustafa’dır bu!

Murat-ı edep şartıyla gir Nabi bu dergaha,

Metaf-ı kudsiyandır, busegah-ı enbiyadır bu!

 

Daha sonra bu şiiri duyan paşa Nabi’ye çıkışır.

Gece istirahatten sonra seher vakti yola koyulurlar ve sabah ezanları ile Medine’ye girerler.

Minarelerde bir kaside okunmaktadır. Kasideyi dinlediklerinde Nabi’nin şiiri olduğunu fark ederler. Paşa müezzine sorar, nedir bu okuduğunuz? Müezzin bu kasideyi gece rüyasında Peygamber Efendimizin kendisine öğrettiğini, Nabi isimli bir ümmetinin geleceğini haber verdiğini ve Nabi’yi kendi şiiri ile karşılamasını söyler.

Nabi, Peygamberimizin kendisine ümmetim diye bahsetmesi karşısında kendinden geçmiştir. Peygamber Efendimizin yıllar sonra kendisine ümmetim demesi çok güzel olsa gerek.

 

Muhammed KURTCEPHE - 23 Aralık 2006 – Medine

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder